İSTİKLAL Caddesi’ne düzenlenen terör saldırısında 6 kişi öldü, 99 kişi yaralandı
13 Kasım 2022’de İstiklal Caddesi’ne düzenlenen terör saldırısında 6 kişinin öldüğü, 99 kişinin yaralandığı terör saldırısında bomba cihazını bırakan Ahlam Albaşir’in de aralarında bulunduğu 36 sanık hakkında savcı mütalaasını açıkladı. Görüşte, sanık Ahlam Albashir hakkında iddianamede belirtildiği üzere 7 ağırlaştırılmış müebbet ve 3,09 yıla kadar hapis cezası istendi. Sanık Albaşir’in, “Geçmiş insanlar yüzünden geceleri uyuyamıyorum. Ben bir yetimim ve kimsenin yetim kalmasını istemiyorum” sözleri üzerine savcı, “Bıraktığı çocukların günahları Yetimler onun sorumluluğundadır, vicdanı varsa zaten uyuyamamalı.” Mahkeme heyeti, 3 sanığın da tahliyesine karar vererek duruşmayı son savunmaların alınması için erteledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada aralarında Ahlam Albaşir’in de bulunduğu 13 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı sanıklar Ses ve Görüntü Bilgi Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
SAVCI GÖRÜŞÜNÜ AÇIKLADI
Duruşma savcısı Furkan Başlı, vakıfla ilgili mütalaasını açıkladı. Savcı mütalaasında, sanık Ahlam Albashir’in YPG/PYD terör örgütünün özel istihbarat görevlisi olduğu, olayı bombacı olarak gerçekleştirdiği, Suriye’den özel eğitimle ülkemize gönderildiği belirtildi. Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak amacıyla yapılan organizasyon. İstanbul’a kaçak yollarla gelip bir eve yerleştiği ve dava hazırlıklarına başladığı belirtilen görüşte, sanık Albashir’in hiçbir teklifi reddetmediği vurgulandı.
Görüşte, sanık Albaşir, iddianamede belirtildiği üzere “Devletin birliğini ve toprak bütünlüğünü bozmak, Silahlı Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Çocuğu Öldürmek” suçlarıyla suçlanıyordu. Kasten Bombalama, Kasten Bombalamayla Cinayet, Kasten Bombalamayla Adam Öldürme” adlı şüphelinin, “Öldürmeye teşebbüs, izinsiz tehlikeli madde bulundurmak veya el değiştirmek” suçundan 7 ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 3.09 yıla kadar hapis cezası istendi. “.
“BOMBA OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”
Mütalaaya karşı söz verilen sanık Ahlam Albashir, tercüman aracılığıyla verdiği ifadede, “Bomba olduğunu bilmiyordum. Bana sadece turist olarak gideceğimi söylediler, sadece almamı söylediler. fotoğraflar. Vefat eden insanlar yüzünden geceleri uyuyamıyorum. Ben bir yetimim ve kimsenin yetim kalmasını istemiyorum. Sanırım beni idam etseniz de itiraz etmeyeceğim. “Suriye’ye gitmeye hazırım” Suriye’ye gidenleri yakalamak için. Buradaki insanların hiçbiri suçlu değil. Hangi karar verilirse verilsin itiraz etmeyeceğim” dedi.
SAVCI “VİCDANI VARSA GECE UYMAMASI GEREKİR”
Albaşir’in savunmasının ardından duruşma savcısı Furkan Kafalı, tercümandan sanık Ahlam’a “Uyuyamıyorum, eylemden dolayı dedi” demesini istedi. Yetim bıraktığı çocukların günahlarının kendisine ait olduğunu söyleyebilir misiniz? Omuzlar.Vicdanı varsa zaten uyuyamaması gerekir.” Albashir buna herhangi bir yanıt vermedi.
SAVCI 5 sanık için beraat talebinde bulundu
Savcı, mütalaasına göre firari 10 sanığın belgelerinin ayrıştırılmasını talep etti. Görüşte, suça sürüklenen 18 yaş altı Ahmed E. hakkında yakalama kararı istendi. Savcı, sanıklar Zekariya Muhammed Şemnuni, Mahmud Haso, Mesut Hesso, Salih Çarkes ve Muhammed Şiho’nun kendilerine yapılan tüm hatalardan beraatlerini talep etti. Ayrıca 20 sanığın da cezalandırılması istendi.
SANIKLAR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Mütalaaya karşı savunmasını yapan sanıklardan Hazni Gölge, “Devletime ve bayrağıma ömür boyu sadık kalacağıma söz verdim. Yapmam gereken beni vatana ihanet suçundan yargılamaktır” diyerek tahliyesini istedi. 4 çocuğum var, böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum, böyle bir örgütün içinde yer almadım.” Sanık Hüseyin Güneş, “Üyelik yok. Kimseyi tanımıyorum. Burada kimseyle ilgim yok. 37 yaşındayım, bırakın terör örgütünü, hiçbir partiye bile üye olmadım. 2002’den bu yana Edirne’de. Benim terörle hiçbir bağlantım yok, 3 çocuğum var. Bu kaçak herif evime geldi. “Benim onun gelişi dışında hiçbir ilgim yok. Hazni Gölge’yle hiçbir ilgim yok, onu getirip götüren kişiyi de tanımıyorum” dedi. Sanık Bakar Çarkes ise, “Bütün hayatım çalışarak aileme katkıda bulunmak. Suçlamaları kabul etmiyorum.”
Sanık Fatma Berkel savunmasında, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. Ben hiçbir şey yapmadım, anneyim, başkalarının çocuklarını nasıl öldürebildiğimi kabul etmiyorum. Bizi ortada bıraktılar” dedi. Karı-koca izlenimi vererek oyunculuk yaptıklarını göremiyorduk. Ben de diğer insanlar gibi onların keşif çalışmalarına yardımcı olmadım.” “Evimi onlara açtım. Ben bir anneyim, bakıma muhtaç bir kızım var. 15 aydır tutukluyum, bu bana zulümdür” dedi. Sanık Ferhat Habeş, “Kapımı açtım, yemek verdim, yardım ettim. PKK’yla hiçbir bağlantım yok zaten kaçtım. Kimseye yardım etmedim. Affınızı dilerim. Türk devleti bize kapıyı açtı” dedi. ” Sanık Rama El Taha, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Hayatımda böyle bir organizasyon duymadım. Ben bir yetimim. Onun yetim olduğunu düşündüm, bu yüzden onu eve götürdüm. Ben de atölyede çalışıyorum. çocuklarıma iyi bakın. Çocuklarımın bana ihtiyacı var. Onların babaları yok, benim kimsem yok.”
15 NİSAN’DA SON SAVUNMALAR
Mahkeme, suçun niteliğinin değişme ihtimali ve tutukluluk süresinin değişmesi ihtimalini dikkate alarak tutuklu sanıklar Mahmud El Yusuf, Rama El Taha ve Mahmud Elabid’in tahliyesine karar verdi. Tutuklu sanıklar Ahlam Albashır, Ahmad Alhaj Mwas, Ahmad Haj Hasan, Ahmed Carkes, Ammar Jarkas, Fatma Berkel, Ferhat Habeş, Hasan Ali, Hazni Shadow ve Hüseyin Güneş’in tutukluluk hallerinin devam ettiğine hükmetti. Mahkeme, Cemil Bayık, Bilal Elhacmos, Velid Halil, Fehman Hüseyin, Saliha Bişkin, Sabri Ok, Hülya Oran, Ferhat Abdi Şahin, Layika Gültekin ve Khalil Manja Hüseyin hakkında tutuklama emirlerinin infazının beklenmesine karar verdi. Sanık Bilal Elhacmos’un yurt dışında olduğunun bilinmesi üzerine, tutukluluk kararının gıyaben devamına karar verildi. Mütalaaya karşı son savunmalarını yapmaları için duruşma 15 Nisan’a ertelendi.